5 Ocak 2021 Salı

KÂTİP BARTLEBY (HERMAN MELVILLE)

(Melville, Herman, Kâtip Bartleby -Bir Wall-Street Hikâyesi-, İngilizce aslından çeviren: Hamdi Koç, İş Bankası Kültür Yayınları, 7. Basım, Şubat 2020, İstanbul, s. 50.)

Kâtip Bartleby; Moby Dick’i ile tanıdığımız Herman Melville’in uzun öyküsü. Melville’den okuduğum ilk eser. Aslında, yazarın önce Billy Budd adlı eserini okumayı düşünüyordum, fakat bu kitabın benim tercih ettiğim yayınevindeki baskısı tükenmiş. Böylece yaşarken pek ilgi görmeyen, ölümünden sonra keşfedilen bu Amerikalı yazara Kâtip Bartleby adlı eseriyle başlamış olduk. Sırada Moby Dick var, YKY’den çıkan çevirisi. Ondan da söz ederiz okuduktan sonra. Şimdi bu uzun öyküden bahsedelim.

Anlatıcı, 50'li yaşlarında bir avukattır. Yanında, yasal belgeleri el ile kopyalamak için Nippers ve Turkey adında iki yazıcı çalıştırıyor. Bunlara daha sonra Bartleby de katılır. Yalnız, Bartleby tuhaf biridir. Bir gün kopya edilmiş bir belgenin kontrol edilmesine yardım etmesi istendiğinde, daha sonra benzeri durumlarda sürekli tekrarladığı şu yanıtı verir: “Yapmamayı tercih ederim.”  Anlatıcıyı dehşete düşürmesine ve diğer çalışanları da sinirlendirmesine rağmen Bartleby gittikçe daha az iş görür ve sonunda çalışmayı tamamen bırakır. Anlatıcı, Bartleby ile neden böyle davrandığı konusunda konuşmak isterse de durum değişmez, girişimleri sonuçsuz kalır. Buna rağmen avukat anlatıcı, acıdığı için Bartleby’yi sepetleyemez. Çareyi başka bir yere taşınmakta bulur.

Avukatın bıraktığı ofisi kiralayan yeni kiracılar da tüm gün merdivenlerde oturan ve geceleri binanın kapısında uyuyan Bartleby’yi binadan çıkaramazlar. Bunun üzerine anlatıcıdan yardım isterler. Anlatıcı, Bartleby’yi ziyaret eder ve onunla tekrar konuşur, anlaşmaya çalışır. Hatta Bartleby’yi kendisiyle yaşamaya davet eder, ancak Bartleby teklifi reddeder. Kiracılar çaresiz polise başvururlar ve Bartleby’yi evsiz bir serseri diye gösterip hapse attırırlar. Bartleby’nin hapsedildiğini öğrenen avukat anlatıcı onu hapiste ziyaret eder ve iyi yemek yiyebilmesi için orada çalışan aşçıya rüşvet verir. Anlatıcı birkaç gün sonra Bartleby’yi kontrol etmek için geri döndüğünde, onun yemek yememeyi tercih ettiği için açlıktan öldüğünü fark eder.

Anlatıcı, aylar sonra, Bartleby’nin Washington’da Ölü Mektupları Dairesi’nde yardımcı kâtiplik yaparken yönetim değişince birdenbire işten çıkarıldığını öğrenir. Bunun zavallıyı nasıl etkilemiş olabileceği üzerine kafa yorar ve ölü mektuplarını ayırıp ateşe atma işinin Bartleby’nin psikolojisini mahvettiği sonucuna varır: “Vah Bartleby! Vah insanlık! [s. 50]”

Yazımıza bir solukta okunan bu harika eserin kapağındaki şu abartılı övgü cümleleriyle son verelim: “Melville bu kısa ama çarpıcı hikâyesinde “en iyi hayat en kolay hayattır inancına derinden bağlı” bir Wall-Street avukatının, “yapmamayı tercih eden” Bartleby’yi işe almasıyla bu inancının ve hayatının temellerinden sarsılmasını anlatır. Yirminci yüzyıl edebiyatını derinden etkileyen Bartleby dünya edebiyatının simge karakterlerinden biri, hayata karşı takınılan alabildiğine net bir tavrın ismidir. Kâtip Bartleby bir reddedişin, bir direnişin, nihayet insanın kendisi olarak kalma iradesinin ölümsüz simgesidir.”

* Özette şuradan yararlandım. (Erişim 05.01.2021): https://en.wikipedia.org/wiki/Bartleby,_the_Scrivener

1 yorum:

  1. Herman Melville'i biraz daha tanıdıktan, mesela Moby Dick'i de okuduktan sonra bu uzun hikâyeye tekrar dönebilirim. Bu arada, sivil itaatsizlik ve pasif direniş kavramlarının arkeolojisi -birileri yapmıştır nasıl olsa- eserin çözümlenmesinde işe yarayabilir. Sanırım metnin orijinalinde de pasif direniş (passive resistance) sözü geçiyor. Bence asıl cümbüşü Melville bu sözü hiç kullanmasaydı görürdük ki bu tutum eseri çok daha esrarlı ve etkili kılabilirdi. Düşündüm de tam tersi de olabilirdi; eser şimdiki güç ve havasına bile erişemezdi belki de. Ne olursa olsun, minicik bir roman yazıyorsunuz ve onun üzerine yıllardır ne çalışmalar, tartışmalar yapılıyor… Büyük yazarın bunlardan haberdar olmasını çok isterdim :)

    YanıtlaSil