Bazılarımız insan ilişkilerini yönetme güç veya yeteneğinden yoksun doğuyoruz sanırım. Yani medeniliğin pek çok gereğine sahip olsak da insan ilişkilerini yönetmeyi sağlayacak o güç veya yetenek bizde bulunmuyor. İşin kötüsü onu sonradan da bir türlü öğrenemiyoruz. Sosyalleşme denen süreçte toplum veya hayat elbette bize de pek çok şeyi öğretiyor; fakat o şey eksik kalıyor. Ne yazık ki, o eksiklik -her ne ise- hayatımızı tatsız hâle getirmeye yetiyor.
Her ne ise, dedim; ama aslında
onun ne olduğuna dair bir şeyler söylenebilir. Galiba o eksiklik rol yapma
becerisi. Rol yapamıyoruz. Geçinme, geçinip gitme konusunda rol yapamıyoruz. Medeniliğin
olmazsa olmazı olan içtenliksizliği bir türlü kendimize yakıştıramıyoruz. Onay veya
övgü bekleyen anlık, basit söz ve tavırları bile kafamızda tartmaya kalkıyoruz.
Ne gereği var! Güzel, de geç. Öyle değil mi?
Ülkeyi hatta dünyayı kurtarmaya
azmetmiş bir idealist misin sen? Dürüstlük abidesi misin? İnsanların
çıkarlarını düşünerek yanında yörende bulunmayı veya irtibatta kalmayı isteyecekleri varlıklı biri misin? Ünlü bir sanatçı mısın? Herhangi bir özelliğiyle öne
çıkan parlak bir insan mısın? Derviş gibi takılabilecek aşmış bir insan mısın? Bu
kişilerden biri olmak gibi bir hayalin mi var? Ee, o zaman ne diye çıkıntılık
yapıyorsun? Takıl herkes gibi işte.
Tamam, ama olmuyor. Vallahi olmuyor.
06.01.2025, Pt.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder