10 Ocak 2021 Pazar

SANCHO'NUN SABAH YÜRÜYÜŞÜ (HALDUN TANER)

(Taner, Haldun, Sancho’nun Sabah Yürüyüşü, YKY, YKY’de 3. baskı: İstanbul, Ocak 2020, s. 110.)

Taner’i On İkiye Bir Var’ı ile tanımış ve sevmiştim. Sonra Şişhane’ye Yağmur Yağıyordu’sunu okudum. Sancho’nun Sabah Yürüyüşü ise okuduğum üçüncü eseri oldu.

Taner, bu öykülerinde de öncekilerin izinden gidiyor. Sahici diyaloglar, keskin bir gözlem, doğallıkla kotarılmış bir mizah, olaylara ve insanlara kalenderâne bir bakış…

Kitapta şu öyküler yer alıyor:

Sancho’nun Sabah Yürüyüşü

Piliç Makinesi

Dürbün

Salt İnsana Yöneliş

Rahatlıkla

Ases

Ve kitaba sonradan eklenen uzun öykü Gülerek Ölmek.

Özellikle Ases’i çok beğendim. Taner bu öyküsünde bir futbol maçını konu ediniyor, takımlardan birindeki Ases adlı oyuncuyu. Ases, yetenekli, centilmen, dürüst ve mütevazı bir oyuncudur; fakat belki de bu sebeplerden ötürü üç büyüklerde de millî takımda da top koşturamayacak, iki sezonluk kariyerinden sonra muslukçu ustalığı yapacaktır.

Yazar / anlatıcı, Ases’e hayranlığını gizlemez ve ondan yola çıkarak kendi yazarlığını, benliğini sorgular:

“Niye onun hikâyesini yazdım?

Bu bir futbol hikâyesi değildir. Bir hüsranın hikâyesidir belki. Belki de bir itirafın. Ases benim bir tarafımdır. Mademki Ases’i seviyorum, o halde henüz kurtulabilirim. Ases benim doğmamış oğlum. Ases benim içimdeki ukde. Belki sizin de.

Ben de Ases gibi olmak istedim. Olur gibi oldum. Olamadım.

Yazarlık nedir? Bir hüsranın avuntusu. Bütün hüsranların avuntusu. Yazarlık bir narsis kompleksi: “Bak ben ne yazdım. Ne marifetlerim var benim. Okuyun beni. Beğenin zekâmı, buluşlarımı” demek. Sade yazarlık mı? Aktörlük, askerlik, politikacılık, işadamlığı; hırs olmadan, beğenilmek hevesi olmadan yapılır mı?

Oysa Ases beğenilmeye boş vermiştir. Ases bir oyunu oyun olarak almış, mutluluğunu bunda bulmuştur, gerisine aldırmadan. Ases’i seviş, bu bakıma benim için, belki sizin için de, hâlâ bir imkândır. Bir kusurunu biliştir hiç değilse. Dürüstlüğümüzün bir kırıntısı. [s. 81]”*

Bu arada, alıntıladığım cümlelerde Taner’in yazarlıkla ilgili söyledikleri bana, Sait Faik Abasıyanık’ın Haritada Bir Nokta adlı öyküsünde yazmayı da bir tür hırs ve gösteriş olarak gören ve artık yazmama kararı alan kahramanı hatırlatıyor :). Şuradaki yazımda biraz değinmiştim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder