Hortlak öyküsü sevenler! Yürek Burgusu tam size göre. Romanın
heyecanına kaptırın kendinizi ve daha fazlasını pek de beklemeyin. James’in (1843-1916) amacı da bundan daha fazlası değildi muhtemelen. Önsöz’de -siz lütfen roman
bittikten sonra okuyun- Ünal Aytür’ün de belirttiği gibi yazar sadece bir korku
havası yaratayım, tüyler ürpertici bir hortlak masalı yazayım diye düşünmüş
olabilir. Tabiî, haklı olarak bu bakış açısıyla yetinmeyen eleştirmenler
olduğunu ve romanın farklı şekillerde değerlendirildiğini de ekleyelim. Yine, bu
eleştirileri güzelce özetleyen Önsöz’den öğrendiğimize göre romanı iyilikle
kötülüğün çatışması üzerine kurulmuş dinsel bir alegori olarak gören
eleştirmenlerin dışında, romanda önemli olanın anlatılan hikâye değil
anlatıcının ruh hâli olduğunu söyleyenler de var. Anlatıcı konumundaki genç
öğretmenle ilgili görüşler de oldukça ilginç ve farklı. Bazıları anlatıcıyı, çocukları
korumaya çalışan fedakâr bir öğretmen olarak görürken bazıları da Freud’un
görüşlerinin de etkisiyle onun cinsel baskılar altında bunalım geçiren genç bir
kız olduğunu düşünüyor.
Kitapla ilgili bu türden
yorumları önemseyen biriyseniz de “ben hiç o işlerden anlamam, okurken keyif
alıp almadığıma bakarım” diyen biriyseniz de Yürek Burgusu’na göz atmalısınız. Çünkü sinemaya da uyarlanan bu romanın hem güzel bir
üslupla yazılmış heyecanlı bir hortlak öyküsü hem de çeşitli yorum ve görüşlere
olanak tanıyan örtük bir metin olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.
Keyifli okumalar dilerim. Başka bir eserde görüşmek üzere…

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder