(Grossman, Edith, Çeviri Neden Önemlidir?, Çeviren: Ayşe
Ece, YKY, 2. Baskı, Ocak 2021, İstanbul, s. 80.)
Dil, başlı başına insanlığın en
harika buluşuyken bir de onlardan bir tanesini bir diğeriyle ikame etmenin nasıl
bir şey olduğunu düşünün! Homurdanıp duran varlıklardan dört başı mamur bir
araç bulup da birbiriyle onun aracılığıyla anlaşabilen varlıklara dönüşmemiz nasıl
muazzam bir gelişmeyse, bir dili bir diğeriyle denkleştirmeye çalışmak da o derece muazzam bir olay olmalı.
Bendeniz; çevirinin zorlu, muhteşem,
büyüleyici, anamızdan emdiğimiz sütü burnumuzdan getiren, manyak keyifli, çıldırtıcı,
incelikli, çepçetrefilli ve daha birçok şeyli bir etkinlik olduğunu erken fark
etseydim çevirmen olmayı kafama koyardım kesin. Şimdi böyle bir çılgınlığa
cesaret edemiyorum; yine de zaman zaman bu pek leziz uğraşla cebelleşmeden de edemiyorum
doğrusu. Tabii, sadece çeviri faaliyeti değil, bu uğraşın mahiyeti de ilgimi
çekiyor. Hatta bu ikincisi, tabiri caizse çeviri etkinliğinin doğası,
imkânları, imkânsızlıkları daha çok ilgimi çekiyor. Bu nedenle zaman zaman
çeviriyle ilgili bir şeyler okumaya çalışıyorum. İşte tesadüfen rastlayıp satın
aldığım Çeviri Neden Önemlidir? adlı çalışmayı
da bu nedenle okudum. Şimdi izninizle eserle ilgili birkaç kelam edeyim:
* Grossman ABD’li, 1936 doğumlu
bir çevirmen. Özellikle Don Quijote
çevirisiyle ünlenmiş. Çevirileriyle çeşitli ödüller almış. Eseri Türkçeye
kazandıran Ayşe Ece de bir başka çevirmen, aynı zamanda İstanbul Üniversitesi’nde
öğretim üyesi.
* Kitap, çevirinin önemi ve belli
başlı özellikleri üzerine sohbet havasında yazılmış küçük bir çalışma. Bir
giriş ve iki bölümden oluşuyor. (Giriş: Çeviri Neden Önemlidir? - 1 Yazarlar,
Çevirmenler ve Günümüz Okurları - 2 Cervantes’i Çevirmek)
* Kitap sıradan okurlara hitap
ediyor; rahat okunuyor, kuramsal tartışmalarla kafa şişirmiyor,
* Yazar, ABD’de neden çok az
çeviri kitap yayımlandığını da sorguluyor, çeviri yayıncılığının zorluklarına
değiniyor. (ABD’de her yıl yayımlanan kitapların %3 kadarı çeviri iken, aralarında
Türkiye’nin de bulunduğu pek çok ülkede bu oran %50’yi buluyormuş.)
* Son bölüm, ünlü yazar Cervantes
ve eseri Don Quijote’yle ilgili. Bu
bölümü, özellikle Cervantes hayranlarının ilgiyle okuyacaklarına eminim.
Şunlar da kitaptan birkaç alıntı:
“Dünya edebiyatı akademik
incelemelere uygun bir bilim dalı olarak varlığını bütünüyle çevirilere borçludur.
Aydınlanma değerlerine bağlı, evrensel bir uygarlığın geliştirilmesinde çeviri
merkezi bir konumda yer alı[r]. […] [Rönesans] eski Yunan felsefe ve bilim
yapıtlarının önce Latinceye sonra belli başlı Avrupa dillerine çevrilmesiyle
başlamıştır. [s. 20]”*
“Çeviri, başka bir toplumda ya da
başka bir zamanda yaşamış olan insanların düşüncelerini ve duygularını edebiyat
aracılığıyla anlamamızı sağlar. Yabancı olanın bildik olana dönüşümünün tadını
çıkarmamıza ve kısa bir süreliğine de olsa kendi dünyamızın, önyargılarımızın
ve yanlış algılarımızın sınırlarını aşmamıza olanak tanır. Kişisel dünyamızı ve
düşüncelerimizi o kendine özgü çok sayıdaki tarif edilemez yollarıyla
genişletir ve derinleştirir. [s. 21]”
“Çeviri sayesinde yapılan
sanatsal keşifler, her dilin ve edebiyatın sağlığını ve canlılığını korumasında
etkili ve önemli bir rol üstlenir. [s. 23]”
“Gerçekte çeviri, yazarların tek
bir ulusal ya da dilsel gelenekte bulunamayacak edebiyat dünyalarına
girmelerini sağlayarak onların biçem, teknik ve yapı algılarını genişletip
derinleştiren etkili ve yayılmacı bir güçtür. [s. 27]”
“[…] çeviri aracılığıyla yaşanan
yenilikler, o dili konuşan ve o dilde okuyan ve yazanların ufuklarını
genişletmekle kalmaz, dilin kendi doğasını da etkiler. [s. 27]”
“Edebiyat niçin ve nasıl
önemliyse çevirinin de aynı nedenle ve aynı biçimde önemli olduğunu
düşünüyorum: Edebiyat, çok önemli bir görevi üstlenerek kendimizi insan olarak
görmemizi sağlar. [s. 35]”
“İspanyol felsefeci José Ortega y
Gasset “Çevirinin Sefaleti ve Görkemi Üzerine” başlıklı makalesinde çeviriyi
ütopik bir girişim olarak tanımlar, ancak insanın tüm yaptıklarının -bir başkasıyla
aynı dilde iletişim kurmaya çabalamanın bile- ütopik olduğunu da [s. 61] ekler.
Ortega’ya göre çeviri yapma ve iletişim kurma çabalarımızın ütopik olmaları ve
her zaman sonuca tam ulaşamamaları onların göz alıcı değerini azaltmaz: “Bunun
nedeni, tüm insan çabalarının boşuna oluşudur, insanoğlunun yazgısı -aynı
zamanda da ayrıcalığı ve belirgin özelliği- giriştiklerine asla erişememek ve
salt bir çaba, canlı bir ütopya olarak kalmaktır. O, hep yenilgiye doğru yürür
ve daha savaş başlamazdan önce yarayı şakaklarında taşır[.] [s. 62]”
---
* Yıllar önce Hilmi Ziya Ülken’in Uyanış Devirlerinde Tercümenin Rolü adlı kitabını okumuştum. Çevirinin nelere kadir olduğunu görmek isteyenler bu çalışmaya (da) bakabilir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder