21 Aralık 2024 Cumartesi

ÇOĞUNLUĞUN ZORBALIĞI

Dikkat ettin mi sevgili okur, artık ortalamanın üstü iyice göz ardı edilir oldu? Sadece göz ardı edilseler yine iyi, neredeyse hesap sorulacak onlardan, azarlanıp toplum dışına itilecekler.

Pis bir restoranın dolup taşması, o restoranın biraz daha temiz olmasını istememize engel oluyor artık. Az çok bir yabancı dil bildiğimiz için utandırılacağız neredeyse. Duyarlık düzeyimizin biraz yüksek oluşu lanet olası bir hastalık. Beğeni düzeyimizi yükseltmeye mi çalışıyoruz, olacak şey değil! Ne bulduysak yemeli, ne çalıyorsa dinlemeli, neye gülünüyorsa gülmeliyiz…

Bir köylünün bir banka şubesine ayağında bir batman çamurla girmemesi destansı bir diğerkâmlık örneği olarak sunuluyor. Kopya çekmeyen öğrenci falan bir uzaylı sanki. İlginç!

Aylar önce şöyle bir şey yazmıştım: "Dünya epey zamandır kalitesizlerin "elen(e)mediği" bir süreç yaşıyor. Kavrayış hızı ve duyarlık düzeyi yüksek erdemli bireyleri zor günler bekliyor sanki. Oysa bu (mümtaz) kitle "ortalamaya" mecbur edilme zilletine düşmemeliydi. Hâlâ bir şeyler yapılabilir mi, bilmiyorum. Üzgünüm."

Evet, ne yapılabilir gerçekten bilmiyorum. Geniş bir kesim, sırf daha kalabalık oldukları ve sesleri de gittikçe daha çok çıktığı için -aslında yüz buldukları için- hayatımızı mahvetmeye devam edecek. En hafif tabirle bu yaramaz maymunları ve koşuma alıştırılmamış binek hayvanlarını adam etmenin yoluna dair bazı fikirlerim var aslında; ama onları dile getirince en fazla karşı çıkanlar o zararlı sürü değil, o sürüden rahatsız olan uslular oluyor.

Hergelelere o kadar laf ettikten sonra hızımı alamayıp o pek uslu, pek eğitimli insanlara da "Sizi bu insanlığınız öldürecek aptallar!" dersem çok ayıp etmiş olurum, değil mi sevgili okur?

Aralık 2024

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder