13 Şubat 2025 Perşembe

BİRAZ KONUŞMAK

Mülayim Uslucan çekingen bir öğretmendi. İnsanlarla kolay kolay sohbet edemez, kaynaşma boyutuna ise nadiren ulaşırdı. Bir gün okul müdürü Yaşar Bey kimseyle konuşmadığını, selam dahi vermediğini, hatta verilen selamları bile almadığını söyledi ona. Mülayim Bey kendisi selam vermese de hiçbir selamı almamazlık etmediğini gayet iyi biliyordu; ama itiraz edemedi, boynunu büktü. Müdür odasından çıkarken meslektaşlarıyla daha yakın olmayı, onlarla sohbet etmeyi düşünüyordu.

Ertesi gün nispeten neşeli ve hareketliydi. Sabah karşılaştığı arkadaşlarına selam verdi, günaydın, dedi. Boş olan üçüncü ve dördüncü derslerinde öğretmenler odasında takıldı. O sırada dersi olmayan veya teneffüse çıkan öğretmenlerle sohbet etmeye çalıştı. Matematikçi Süleyman Bey’le kapitalizm üzerine konuşmaya başladı. Adam her cümlesini şeyhine bağladı, kendi görüşlerini değil, Mülayim Bey’in pek de ciddiye almadığı şeyhinin görüşlerini dile getirdi. Konu kapitalizmden dine kaydı. Konuşma umduğu gibi gitmiyordu, ama matematikçi bir ara tuvaletlerdeki eğri borudan bahsetti. Hemen boş bir kâğıda eğri boruyu çizdi. Bu borunun ne kadar büyük ve önemli bir buluş olduğunu söyledi. Mülayim Bey hak verdi arkadaşına; aynı şeyi yakınlarda kendisi de düşünmüş ve gerçekten de buluşun önemini fark ve takdir etmişti. Fakat boru dışında sohbet iyi başlamadığı gibi iyi de gitmemişti.

Bir süre sonra da tarihçiyle karşı karşıya oturduklarını fark etti. Masada kim kimin karşısına oturmuştu hatırlayamadı. Sessizliği bir soruyla bozmaya karar verdi. Ahmet hocam, dedi, insanlık tarihi bağlamında, seni şaşırtan, en ilginç bulduğun gelişme ne oldu? Ahmet Bey bazı padişahların hiç de kaliteli adamlar olmadığını, bunu öğrenince şaşırdığını söyledi. Konu bu minval üzere giderken odaya yeni giren coğrafyacı yüzyıllarca Batı’yı tokatladık diyerek sohbete dâhil oldu. Fakat ne konuşulduğunu bilmediği hâlde ezbere bir şeyler söylüyor, sürekli Batı’yı tokatladıklarına vurgu yapıyordu. Mülayim Bey, onun coğrafi keşiflerin tarihini bilmediğini anlayıncaya kadar dinledi onu, sonra sohbetten soğudu. Tarihi demografiyle ilgili bir şeyler söyleyecekti; vazgeçti. Çok geçmeden beşinci ders zili çaldı. Mülayim Bey sınıfına doğru adımlarken eh, fena değil, biraz konuştuk işte diye düşünüyordu.

13.02.2025, Perş.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder