Bugün kendime bir soru sordum: Yabancı bir dil bilmeyi neden önemsiyorum?
Yurt dışına çıkınca sağlayabileceği
kolaylık için değil. O dildeki eserleri orijinalinden okumak veya izlemek için
de değil. Birtakım makamlara gelmek için işe yarıyor diye de değil. Bu türden
işlevlerini YZ büyük ölçüde yerine getiriyor zaten. Ya niçin? Bir dille
uğraşmak aynı anda hem eğlenceli ve kolay hem de sıkıcı ve zor olduğu için.
Yani az buçuk mürekkep yalamış bir insan, bir dille hangi gerekçeyle
uğraşmayabilir ki? “Sıkıcı ve zor,” dese, dilin aynı anda eğlenceli ve kolay
olduğu ortada. “Eğlenceli ve kolay bir iş olduğu için ilgi duymuyorum,” dese,
dilin aynı anda sıkıcı ve zor olduğu da açık. Yani kaçış yok!
Dil gibi ilginç bir yapıyı,
karmaşık bir sistemi merak etmemek benim pek anlayabildiğim bir şey değil. Dili
merak etmeyen insan, domatesin nasıl kızardığını, depremin nasıl meydana
geldiğini ve daha bir sürü şeyi de merak etmez gibi geliyor bana. Bu derece bir
meraksızlık da robota dönüştürür insanı. Böyleleri de hayatı verili (değişmez)
kabul eder; sormaz, sorgulamaz muhtemelen.
Bir de dille ilgilenip de
ilerleyemeyenler var. Bir(kaç) yabancı dil bilmek insanın zeki olduğunu
göstermez belki, ama uğraşıp da bir tanesini olsun şöyle böyle öğrenememek
kişinin pek de parlak olmadığının bir işaretidir.
“Ee, yani?” mi diyorsun sevgili okur? Yanisi şu: Mürekkep yalamak dille yapılan bir şey olduğuna göre, dilsizlik, cahilliğimizi gösteriyor olabilir.
13-15.03.2025
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder