Gogol'ün ironisi müthiş, bana yer yer Oğuz Atay'ı anımsattı. Okumaya devam...
---
"Malum, hep bir başına kaldı mı insan yabanıllaşıyor. [s. 32]"
"[...] hangi yemek güzel bir söyleşinin yerini tutabilir ki! [s. 35]"
"Dünyanın neresinde olursa olsun, [...] hayatta hiç değilse bir kez, insan o ana dek karşılaşmadığı, bilmediği, görmediği, ona ömrü boyunca yaşadığı duygulara hiç benzemeyen duy- [s. 108] gular yaşatacak bir durumla karşılaşır. Yaşamımızı ilmik ilmik ören hüzünler arasında bir an için bir sevinç ışıltısı parlayıverir[.] [s. 109]"
"Sıcaklığı kalmamış bakışlarım hiçbir şeyi konuk etmiyor kendine, hiçbir şey bana gülünç gelmiyor, eskiden yüzümde canlı hareketler yaratan, bitmez tükenmez biçimde gülmeme, konuşmama neden olan şeyler şimdi gözümün önünden ilgisizce akıp geçiyor, kımıltısız dudaklarım kayıtsızlığını, buz gibi sessizliğini bozmuyor. [s. 132]"
"[G]ençliğin güzel yanı geleceğinin olmasıdır. [s. 317]"
"Bu canı sıkılmalar falan hep yeni çıktı, eskiden kimse böyle şeyler bilmezdi! [s. 369]"
"Toprak sahibinin canının sıkılmasına zamanı yoktur. Onun hayatında hiç boşluk yoktur, her zaman doludur toprakla uğraşan insanın hayatı. Yıl boyunca, değişen zamanlarda sürekli değişik işler yapması gerekir. Çeşitlilikleri bir yana, bunlar gerçekten ruhu da yücelten işlerdir. Doğayla, yılın mevsimleri, aylarıyla iç içe, olup biten her şeyin hem izleyicisi hem katılımcısı olarak yaşar insan. [s. 400]"
"Keserini hünerle kullanan bir dülgeri izlemek büyük bir zevktir benim için: Durup iki saat izleyebilirim onu. Çalışma, ruhumu şeneltir benim. [s. 401]"
"İnsan hiç beklenmedik bir anda [...] biriyle karşılaşır ve onunla yaptığı iç ısıtan sıcacık söyleşi, [...] bütün tatsızlıkları [...] unutturuverir[.] [s. 403]"

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder