15 Eylül 2024 Pazar

CİNAYETİ GÖRDÜM

Bazen düşünüyorum da sevgili okur, hayattaki en önemli amacım zorunluluklarımı azaltmakmış gibi geliyor. Yıllardır en çok istediğim şey bu. Neredeyse bir takıntı hâlini aldı bu bende. Ne kadar çok özgür olursam o kadar rahat edeceğim sanki.

Bu konuyu arkadaşlarımla uzun uzun konuştuğum çok oldu. Hiçbir konuşmada kendimi istediğim gibi anlattığımdan emin olamadım. Biraz da bu nedenle, bu konunun “anlatılabilir” bir şey olup olmadığı konusunda da şüpheye düştüm. Sanırım istediğim şey bir duygudaşlıktı; oysa ben onu anlatmaya çalışıyordum. Bir duygunun anlatılamaması veya bir duygudaşlığın kurulamaması ise gayet olağan bir şey. Öyle ama insan kendini suçluyor; anlatmakla, dil dökmekle anlaşılmayı umuyor. Boşa çabalarmış bunlar. Belki de hemen her insanın kolay kolay duygudaşlık kurulamayacak yönleri, duyguları var. Pek çok konuda birbirimizi anlıyoruz, birbirimize hak veriyoruz ama ötesi yok.

Artık özgürlük konusundaki tutumumu dile getirmek bile istemiyorum, çünkü bunun savunulabilecek, sağlam dayanakları olan bir düşünceden ziyade bir duygu olduğunu kabul etmeye başladım. Evet, bir duygu bu. Bir şeyi sevip sevmemek, bir şeye inanıp inanmamak gibi… Ne kadar anlatabilecek, ne kadar tartışabileceksin?

Yeter, sadede gel, cinayetten bahset mi diyorsun sevgili okur? Deme lütfen. Beylik bir numara çektim sadece. Hem fena mı oldu, okumayı hiç düşünmediğin birkaç yüz kelimelik bir yazı okudun?.. Son bir şey daha: Yapıp etmelerinin hiçbir zorunluluktan kaynaklanmadığı, öpözgür bir yaşamı düşledin mi hiç? O yaşamla şimdiki koşturmacanı kıyasladın mı?

15.09.24, Pazar

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder