20 Ekim 2024 Pazar

HAYHUY

Merhaba Sevgili Okur,

Nasılsın, iyi misin? Umarım iyisindir. Bugün sana son zamanlarda dilime dolanan bir kelimeden, hayhuydan bahsedeceğim. Hiç duydun mu bu sözcüğü, kullanıyor musun? Doğrusu, pek de sık karşılaştığımız bir sözcük değil hayhuy. Ama neden bilmem, bir yazımda kullandığımdan beri peşimi bırakmadı, daha doğrusu zihnimi. Özellikle iş güç koştururken veya yorgun argın eve geldiğim akşam vakitleri geliyor aklıma. Sanki “Bütün gün çalıştın da ne oldu,” diye soruyor, “ne kaldı geriye?”

TDK “Boş ve sonuçsuz iş veya çaba” diye tanımlıyor hayhuyu. Kubbealtı da gürültü patırtı anlamından sonra şu tanımı yapıyor: “İnsanın vaktinin boşa geçmesine sebep olan çeşitli meşgale”. Ben belki de basit şamata veya boş iş anlamlarının ötesini zorluyorum, sözcüğün anlamına bende çağrıştırdığı öznel birtakım duyguları katıyorum.

Hani bazı işler, uğraşlar olur ya; sonunda bir kazanım söz konusu olmaz, hatta sonucunun ne olacağı önemsenmemiştir, keyifli bir süreç olarak yaşanmıştır o işe harcanan zaman… Benim hayhuyumda böyle bir nitelik de yok. Süreç bütünüyle boş ve biraz da rahatsız edici. Her gün böyle vakitler geçirdiğimizi düşünelim… Yıllar sonra bu tekil hayhuyların birleşip insanın ömrünü âdeta bir hayhuydan ibaret hâle getirdiğini… Uzaklardan hüsran göz kırpıyor, değil mi?

Sanırım hayhuy hüsranın yıkımını azaltmak için bulduğumuz bir oyun. Hüsran, umulana kavuşamamanın yoğun acısı; hayhuy, hüsrana uğrama korkusunun bizi düşünmekten, ummaktan alıkoyan, boşunalığı kaçınılmaz oyalanma. Belki de hayhuyu en çok da hüsranla olan bu yakınlığı sebebiyle seviyorum, kim bilir?

16/20.10.2024, Çarş./Pazar

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder