90’lar özellikle (pop) müzik bağlamında bir başka ya! (Başkalıktan kastım illa olumlu nitelikler değil.) Zaman zaman bunun nedenini düşünüyorum. “Gayet normal bu, farklı bir kuşak için de 80’ler veya 70’ler ‘başka’ olabilir,” diyorum kendi kendime. Kafamın bir yanı hemen itiraz ediyor: “Ama hayır, 80’ler veya 70’ler için böyle bir olgu söz konusu değil, en azından 90’lar için geçerli olduğu ölçüde söz konusu değil,” diyor. Sessizce kabul ediyorum: “Haklısın kafamın muzır yanı, söz geçiremediğim yanı, biraz da bu sebeplerle en sahici yanı… Haklısın, 90’lar başka!”
Nurdan Gürbilek’in
Vitrinde Yaşamak’ı aklıma geldi. Eser, 80’lerin Kültürel İklimi alt başlığını
taşıyordu. Bilmem sonraki yıllar için neler yazıldı çizildi. 90’ların gelişi 80’lerden
belli miydi? Ya yeni binyıl? 2000 doğumlular 25 yaşında… Nereden nereye geldik,
ne yapıyoruz, nereye gidiyoruz? Bu soruların insanlık tarihi açısından önemi
yadsınamaz. Ama ben, kendinde neredeyse dünyayı çekip çevirme gücü vehmeden
idealist görüşlerin itaatkâr öğrencisi olamayacak kadar yaşlandığım için konuyu
kişisel tarihim açısından düşünüyorum:
Upuzun insanlık tarihinin hangi aralığında yaşadın oğlum sen? İnsan, cirmini cürmüyle çarpıp neye bölerse gözü açık gitmez bu dünyadan? Ey piliazalanorganikcihaz! (Bu arada, “çeyiz” sözcüğü eski harflerle “cihaz” şeklinde yazılırdı.) Çeyizini düzmediğin belli; bunu dert etme! Ayrıca, batarya yüzdene de bakıp durma oğlum, Mustafa Sandal’la da eğlenmesini bil!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder