25 Temmuz 2025 Cuma

KURTARICI AŞK

Daha ilk görüştü çarpılmıştı. İlk görüşte aşkın budalaca bir şey olarak görüldüğünü biliyordu. Bu yüzden ona sorsak, âşık olduğunu kabul etse bile bunun ilk görüşte olmadığını söylerdi. Her neyse, konumuz bir ayrım yapmak değil; Mülayim’in Şerife’ye nasıl ve neden tutulduğu ve bu aşkın sonu.

Aynı okulda çalışıyorlardı. Mülayim, Şerife’yle tanışırken karşısında mutsuzluktan ölmek üzere olan, acılar içinde bir kadın gördü. Yüzü, gözü, bakışı, duruşu, ses tonu, adımlarını atışı, oturuşu, kalkışı tek ilacı sevgi olan bir mutsuzluğun çeşitli düzeylerdeki belirtilerinden başka bir şey değildi.

Mülayim onu kurtarmak istedi. Bunu yapabilirdi. Zekiydi, kültürlüydü, sevecendi. Birini tutkuyla sevebildiğini görmek ve göstermek istiyordu. Çorak toprağı gönendirmek, kuru bir dalı yeşertmek, bir yaşayan ölüyü diriltmek istiyordu. Talihsiz bir evlilik atlatan ve üç çocuğuyla yeni bir hayata başlayan Şerife’nin, Mülayim’in ilgisine kayıtsız kalması için hiçbir sebep yoktu. Mülayim hiç evlenmemişti ve Şerife’den beş yaş küçüktü; ama Şerife’nin bunları sorun edeceğini düşünmüyordu.

Aşkını itiraf etti. Şerife pek belli etmese de memnun olmuştu. Mülayim bir gün, önceden hazırlayıp buzdolabına koyduğu bir poşet gül yaprağını, onun dolabına kapak açılınca yapraklar etrafa saçılacak şekilde yerleştirdi. Şerife’nin bu sürprize karşılığı acı bir gülümseme oldu. Mülayim gülümsemenin acısını görmedi. Başka bir gün, içi fındık ve hurma dolu süslü kutular koydu dolabına. Şerife pek zayıf sayılmazdı ama onun beslenmesini, güçlenip canlanmasını istiyordu.

Mülayim ne yapıp edip Şerife’yi mutlu edecekti. Bunu çok istiyordu. Biricik sevgilisi gülümsesin, gamzeleri çıksın, gözleri parlasın yeterdi. Sabahlara kadar düşünüyor, onun hoşuna gidecek iltifatlar bulmaya çalışıyordu. Doğrusu, buluyordu da. Ah, neler neler söylemişti ona! Sıradan sevgi sözlerini tercih edemezdi Mülayim. Özgün bir şeyler yaratmalıydı. Doğuştan tutkulu ve sanatla ilgili biri olarak bunu yapması zor da olmuyordu. Bazen başörtünle yanağının arasında sıkışıp kalmak istiyorum, diyordu ona. Bazen de eski bir beyit okuyor, türlü şirinliklerle açıklamalar yapıyordu. Onun hoşuna gitmek, onu ne kadar sevdiğini göstermek istiyordu. Şerife çok sevildiğini, deli gibi sevildiğini bilince, Mülayim’i kahreden mahzunluğundan sıyrılacak, neşeli biri olacaktı.

Ama olmadı. Sanki Mülayim’in sevgisi arttıkça Şerife’nin ilgisi azaldı. Mülayim üzüldü, içine kapandı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder