Geçen sene Ağustos’un son haftasından itibaren en fazla 300 kelimeden oluşan kısa yazılar veya mektuplar yazmaya başladım. Her hafta en az bir tane yazacaktım. Bugün baktım da 90 tanesi geride kalmış. Yaklaşık 13 ayda 90 yazı. Ay ortalamasını 7 sayabiliriz. Yayımlamadığım veya yarım kalan yazılar da var. Doğrusu, iyi sürdürmüşüm bu faaliyeti.
Yazılarda kelime
sınırına dikkat ettim, 300’ü geçirmemeye çalıştım. İçerik veya tür konusunda
bir karara varamadım. Bunların biçimsel olarak birer minik mektup olmasını
isterdim, fakat zamanla buna dikkat etmedim, bazen kısa bir deneme, bazen de küçük
bir öykü yazdım. Öykülerden bazıları güzel de oldu. İçlerinde beğendiğim birkaç
deneme de var.
Son haftalarda biraz zoraki yazıyorum. Yazılar pek içime sinmiyor. Ama yazmayı bırakmak gibi bir niyetim de yok, devam edeceğim. Artık ne çıkarsa; öykü de olabilir, anı da, kitap tanıtımı gibi bir şey de… Belki de yazdıklarımın çoğu, şu an yaptığım gibi, birer günlük olacak. Daha önce de birkaç defa söylediğim gibi, insanın kendi kendine konuşmasını önemsiyorum, değerli buluyorum. Bizim kendi kendimize konuşmamız içten olacağı için, bir çeşit sesli düşünme olacağı için bize deli diyen de çıkmayacaktır. Hem deseler ne gam! Aksine, belki de bu sayede delirmekten kurtulmuş olacağız.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder