1 Kasım 2025 Cumartesi

OKUMAK ÜZERİNE

Bir internet sitesinde yarım bıraktığım bir kitabı neden yarım bıraktığım, önerip önermeyeceğim sorulmuş. Cevap vermeye çalıştım. Cevaplarken “okuma” eylemini tekrar düşündüm. Nedir okuma, neden okuruz, nasıl okuruz?..

Okuma denince genellikle edebi türlerin, özellikle roman türünün okunduğu bir boş zaman etkinliği akla geliyor. Evet, en yaygın ve bilinen okuma etkinliği bu. Belki en eğlencelisi de budur. Bir tür veya temaya bağlı olmayan, bir sistemi olmayan, kimi zaman vakit geçirmek için başvurduğumuz bir uğraş. Doğrusu bir alıp veremediğim yok bu türden okumalarla; ama okumalarımızı içerik bakımından planlayabiliriz, sistemli okumalar da yapabiliriz. Daha somut sonuçlar alabilmek için, herhangi bir konuda az da olsa derinleşebilmek için okumalarımızı planlayabiliriz. Okuma etkinliğini birbirine paralel birkaç biçimde de sürdürebiliriz. Epey yapan da vardır sanırım. Aklıma gelenleri gelişigüzel yazayım.

Tarih okumaları yapabiliriz. (Başlamadan tarih bilimini ve metodolojisini anlatan bir şeyler okumamız yararlı olacaktır.) Örneğin, insanlığın nasıl ortaya çıktığına falan takılmadan ana hatlarıyla dünya siyasi tarihine bakabiliriz. Eski çağlardan günümüze doğru, kronolojik olarak, medeniyet havzalarını, belli başlı siyasi oluşumları, bunların birbirleriyle etkileşimlerini okuyabiliriz.

Felsefe tarihi okuyabiliriz. (Başlamadan bir iki tane felsefeye giriş okusak iyi olur. Felsefenin ne olduğunu, neleri kapsadığını hatırlarız.) Yukarıda siyasi tarih için yaptığımız şeyi felsefe tarihi için yapıyoruz burada. Antik Çağ’dan günümüze doğru geliyoruz. Bu işi hızlıca yapıp siyasi düşüncelerde, belli başlı ideolojilerde biraz yayılıp dağıtabiliriz.

Ekonomi okuyabiliriz. Bu, düşünce tarihini daha iyi anlayabilmemiz için de gerekiyor. Ekonomik faaliyetin kendisi de başlı başına önemli, özellikle de bu işin değişimi ve evrimi. Emek nedir, artı değer nedir, para nedir; enflasyon, faiz, borçlanma araçları, borsa nedir?.. Sorsak faizi herkes bilir; acaba faiz herkesin bildiği şeyden mi ibaret? Şahsen, Amerikan 10 yıllık hazine tahvillerinin önemine dair bir şeyler öğrenince öyle şaşırmıştım ki! Oysa bu türden bilgileri çok erken yaşlarımda bilmem gerekiyordu. Bu konuda biraz bilgilenince, öğrendiğim diğer her şeyin ne kadar önemsiz kalabileceğini anlamış ve ekonomiyi ihmal ettiğim için çok hayıflanmıştım. (Matematiğimiz çok zayıfsa önce matematik çalışmalıyız. Oran orantı, yüzde kavramı, ondalık sayılar, faiz hesaplamaları falan. Sanırım ortaokul düzeyinde bir matematik bilgisi. Basit gibi görünebilir ama bu konuda hiç beklemediğim kişilerin beni şaşırttığı oldu.)  

Sanat tarihi okuyabiliriz. İnsanlığın sanatsal faaliyetlerini derli toplu ve özlü biçimde veren bir iki kitap okuyabiliriz. Bu konu da çok geniş olduğu için bu ana okumadan sonra özellikle istediğimiz, merak ettiğimiz bir alt dal varsa ona yoğunlaşabiliriz. Daha spesifik bir şeyler bulup merakla, heyecanla peşine düşebiliriz.

Edebiyat tarihi okuyabiliriz. Herhangi bir ulusun edebiyatına merak salıp belli başlı dönemlerini, sanatçılarını tanıyabiliriz. Kendi çapımızda karşılaştırmalı edebiyat yapabilecek seviyeye gelsek ne güzel olur.

Bilim tarihi okuyabiliriz. Bilimlerden herhangi birinde yoğunlaşabiliriz. Bir ara tıp tarihini merak etmiştim. Modern tıpla ilgili kuşkuya düşmüş (tıp etiği ve ilaç endüstrisi bağlamında); tıp ne olmuş, nasıl olmuş da bugünlere gelmiş acaba minvalinde suallere gark olmuştum. Umarım güzel bir kitap bulur da okurum.

Tarım ve hayvancılıkla ilgili okumalar yapabiliriz. Bir bitki veya hayvan grubunu çalışabiliriz. Bitki, hayvan deyince taksonomi aklıma geliyor benim. Hem çetrefilli hem eğlenceli bir alan olmalı. Konuyla ilgili bir iki kitap okusak fena mı olur?

Birer ikişer psikolojiye veya sosyolojiye giriş kitabı okuyabiliriz. Belki sarar ya da alt konulardan biri ilgimizi çeker gömülür gideriz.

Şimdilik bu kadar olsun, biraz yoruldum zaten. Belki yine bir şeyler karalarım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder