Hayattan ne
istediğimi biliyor muyum? Hayattan bir şey istenir mi? Niçin yaşıyorum? Hadi
uzun zaman öncesi neyse de son üç beş yılıma bakarak ne yaptığım, nasıl
yaşadığım, neyi hedeflediğim gibi sorulara ne cevap verebilirim? Yine aynı
şekilde, önümdeki yaşama ihtimalim olan on yirmi yılı değil de üç beş yılı göz
önüne alarak ne yapacağım veya neyi hedeflediğim gibi soruları nasıl
cevaplayabilirim? Böyle sorular sormak ve cevap bulmak zorunlu mu, benim böyle
bir mecburiyetim var mı? Bu ve benzeri soruları kendime sürekli sorup dursam ne
olur, sormasam veya çok daha az sorsam ne olur, ne değişir? Bu soruların cevabı
aşağı yukarı belli değil mi, ikide bir sorarak ne bekliyorum, kafamda şimşek
çakma ihtimali mi var?
Bu
sorgulamaların sebebi şu galiba: Memnun değilim, yaşamımdan, kendimden,
gidişattan…* Ve değişim istiyorum. Fakat değişim düşünmekle değil, harekete
geçmekle olabilecek bir şey daha ziyade. Bunu daha önce de dile getirmiştim.
Harekete geçme konusunda ne kadar çok isteksizsem veya zorlanma yaşıyorsam
değişim isteğim de o kadar güçlü ki bir şey yapamasam da sürekli sorular sorup
duruyorum. Bu süreç çok uzuyorsa kötü, hayra alâmet değil en azından. Bende
durum ne, nasıl; yani çok uzadı mı bu süreç? Evet, çok uzadı, uzuyor.
Farkındayım. O yüzden daha net şeyler için uğraşıyorum. Sürekli sorgulayıp
durduğum bir konuda somut sayılabilecek bir cevap bulma peşindeyim; bir adım
atma, harekete geçme gereğinin farkındayım.
Bu somutluk
isteği yüzünden senenin başında AMEL DEFTERİ adını verdiğim bir çizelge yaptım,
işaretleme işini de büyük oranda “başardım”. Bu çizelgede yapmayı düşündüğüm faaliyetleri
belirtip her ayki durumumu, performansımı mı demeliyim, işledim. Büyük ölçüde
sayısal olarak belirlediğim hedeflerimi yine sayısal olarak değerlendirdim.
Öyle uçuk kaçık şeyler değildi bunlar, aşırıya da kaçmadım. Fakat durum bazı
başlıklar açısından hiç umduğum gibi gitmedi; ama bunlar önemli şeyler de
değil, biraz olursa olur, olmazsa olmaz sayılabilecek şeyler. Ya da şöyle
söyleyeyim, tamamen elimde olan şeyler değil bunlardan birkaçı ve özellikle de “başarısız”
olduklarım. Yine de üstünde durmak gerekiyor bunların da. Duracağım, önümüzdeki
sene için de bir benzerini yapacağım bu çizelgenin, böylece onu hazırlarken
daha isabetli olur hedeflerim, planlamalarım.
İyi götürdüğüm
bir şeyden de bahsetmeliyim: FIRE hedefi. (FÖ diyordum, artık uluslararası
kısaltmasını kullanacağım.) Bu amacımı gerçekleştirmeye azalmayan bir hevesle
devam ediyorum. Yatırımlarım pek kâr ettirmedi ama birikim konusundaki
performansımı tatmin edici buluyorum. Hemen her işlemimi Excel’e kuruşu
kuruşuna giriyorum, aylık performansları tablolara döküyorum. Bu işleri bir
hobi gibi de görüyorum, sayılar, oranlar vb. hoşuma gidiyor. Muhasebeci falan olmalıymışım
J.
Evet,
sorgulamaya devam; fakat bir sonuca vardığım konularda o sonuç neyi
gerektiriyorsa onu yapmaya da çalışacağım. Süreci ve gelişmeleri belli başlı
maddeler hâlinde yazacağım. Varsa bir planlamam yazıya, grafiğe dökeceğim.
Diyelim ki bütün bunlar bomboş uğraşlar; olsun, bunların yerine başka bir şey
yapabilseydim onu yapardım zaten, değil mi?
---
* Bir sebebi de
şu olabilir. (Sonradan aklıma geldi bu sebep ve yazmadan edemedim.) Bekârlık,
yalnızlık. Çoluk çocuk olsa, bir ailem olsa bir hayatın nasıl yaşanacağına bu
kadar kafa yorabilir miyim, vaktim olur mu? Bir telaştır, curcunadır yaşar
giderdim.